Eğitim Sen Torbalı Şubesi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Belediye meydanında gerçekleşen basın açıklamasına çok sayıda öğretmen katıldı. Sloganlar eşliğinde basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Torbalı Temsilciliği Kadın Sekreteri Mehtap Yurtsever Ateş şu ifadelere yer verdi:

8 MART KADIN MÜCADELESİNİN ADIDIR

“Bugün 8 Mart! Bu gün Dünya Emekçi Kadınlar günü.  Bugün dünya kadınlarının, “eşitlik” mücadelesi temelinde; kadına yönelik şiddet (taciz, tecavüz, mobbing) ve ayrımcılığa karşı uluslararası mücadele günü! Bundan 162 yıl önce 8 Mart 1857’de New York’ta bir dokuma fabrikasında 40.000 dokuma işçisi çalışma şartlarının değiştirilmesi ve eşit işe eşit ücret talebiyle greve başladı. New York polisinin, fabrika yönetiminin de desteğiyle işçilere saldırması ve binlerce işçinin fabrikaya kilitlenmesi üzerine çıkan yangında içeride kilitli kalan işçilerden çoğu kadın, 129 işçi yanarak can vermiştir. 8 Mart işçi kadınların grevleriyle başlayan Clara Zetkin’le devam eden dayanışma ve isyanın günüdür. 8 Mart kadınla örülü özgür yaşamın yaratılması için verilen mücadelenin sembolüdür.

KADIN YOK SAYILIYOR DÖRT DUVARA HAPSEDİLİYOR

Bu gün hem ülkemizde hem de dünyada sömürüye, ağır çalışma koşullarına, savaşa, tacize, tecavüze ve cins eşitsizliğine karşı mücadele düne oranla daha kitlesel ve daha güçlenerek sürüyor. Kadınlar kendilerini eve hapseden, çocuk evliliklerine cevaz veren yasal düzenlemelere karşı her yerde seslerini yükseltiyorlar. Özgecan cinayetinden sonra verdikleri sözleri unutan siyasi iktidar, bir yandan kadınları İslami muhafazakârlığın, gelenek-göreneğin cenderesinde tutarken öte yandan patronların “ucuz iş gücü ordusu” olarak kullanmak üzere, kadınların taleplerini istismar etmekten geri durmamıştır. Kutsal ilan ettikleri ailenin dışında kadını yok sayan, arabuluculuk ile boşanmayı zorlaştırarak aile kurumunun devamı adı altında aile içi şiddeti gizleyen, sokaklarda olmayı taciz ve tecavüzün gerekçesi yapan, tecavüzcüye iyi hal indirimi getiren, saldırıya uğrayan kadına orada ne işin vardı diyen, kadının çalışmasını fuhuş olarak değerlendiren, kreş açmayan ama 5 çocuk doğurun diyen bu bir zihniyet karşısında sessiz kalmayacağız.

KHK’LAR İPTAL EDİLSİN

“Bizim olup bitenlere itirazımız var;Biz kadınlar emeğimizin görünmezliğine, ücretli emeğimizin güvencesiz ve esnek olmasına, çalışma koşullarımızın ağırlığına, mobinge, hem evde hem işte süren çifte yüklerimize, eğitim ve sağlığa ulaşma hakkımız önündeki engellere itiraz ediyoruz. Üzerimizde tahakküm kuran, bizi kuşatan, yaşam alanı bırakmayan “aşk adı altında” şiddeti meşrulaştıran ilişki biçimlerine itiraz ediyoruz. Ailenin yüceltildiği, anneliğin kutsandığı, kadının dört duvar arasında her türlü şiddete gebe ortama terk edildiği düzene itiraz ediyoruz. Savaşın yıkıcılığından kaçan mülteci kadınların her türlü saldırıya açık bırakılmalarına ve yok sayılmalarına itiraz ediyoruz. Yaşamın yarısı olan kadınlar olarak bizler, bu yaşamdan payımıza düşeni değil hak ettiklerimizi alacağız. Buradan hep birlikte bir kez daha haykırıyoruz;  “8 Mart’ın ücretli izin günü sayılmasını istiyoruz. Eşit işe eşit ücret sağlanmasını istiyoruz. OHAL’in kaldırılması, KHK’lerin iptal edilerek haksız hukuksuz yere işten çıkarılan tüm emekçilerin görevlerine iade edilmesini istiyoruz İşyerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobingi önleyen düzenlemeler yapılmasını istiyoruz. Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi sunulan esnek, güvencesiz, kayıt dışı ve taşeron çalışmaya, kiralık işçilik uygulamasına son verilmesini istiyoruz. Kadın veya erkek olduğuna bakılmaksızın en az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde gündüz bakım evi ve kreşler açılmasını istiyoruz”.  HASAN DEMİR