14 Ekim 2024, Pazartesi

Son Güncelleme: Bugün

23 Şubat 2017, Perşembe 16:27

Mustafa Yetkil

NEDEN HAYIR

Ödemiş CHP örgütüyle Haziran hareketinin 19 şubat Pazar günü Ödemiş Belediye Kültür Merkezinde düzenlediği söyleşinin adı ‘’ Neden Hayır ‘’. Birgün gazetesi yazarı ve haziran yürütmesinden Önder İşleyen ile CHP Milletvekili Musa Çam konuşmacıydılar. Ödemişli dostlarla birlikteydik sıcak dostlukla dolu bir salonda. Size de aktarmak istedim. Sunum iki bölümdü. 1- Anayasa değişikliğinin siyasal ve hukuksal yönü 2-Hayır çalışması nasıl yapılmalı?

Bugün Ulaş Bardakçı’yı yitirişimizin yıl dönümü o’nu ve Mahir ve Denizleri de anarak başlamak istiyorum diyerek başladı Önder İşleyen.

Neoliberalizm bunalımda. Öyle ki egemenler egemenliklerini tek adama bırakmak istiyorlar. Bu referandum basit bir oylama değil, bu değişime bağlı olarak temelden değişecek her şey. Şunu sormalıyız: Anayasa değişimine neden ihtiyaç duyuldu? Biz ne yapmalıyız?

Bunu anlamak için geçmişe gitmeliyiz. AKP bir ABD projesidir. ABD Ortadoğu’da siyasal bir İslamcı kuşak yaratmak için AKP’ye önemli ölçüde destek verdi. En kuvvetli iktidar dönemini 15 yıldır AKP ile yaşıyor ülkemiz.. Amaç 90 yıllık parantezi kapatıp siyasal İslamcı bir rejim için devlet mekanizmasını inşa etmek ve kalıcı hale getirmektir. Olmadı, insanımız müsaade etmedi, AKP iktidarı kaynaklarını tüketti. Neydi bu kaynaklar? 2002 de borçsuzduk, sorunsuzduk ama bir ekonomik bunalımı arifesiydi. AKP o dönemde krizi sıcak para girişine bağlı büyüme ile atlattı. 20015’lere doğru büyük çaplı borçlanmalar yurttaşlarımızın günlük yaşamına yansıyınca AKP’nin inşaat ve yol yapımına bağladığı kalkınma hikayesi bitti. Büyüme hızı üç-üç buçuklarda kaldı.

Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde dillerden düşmeyen Türkiye modeli, siyasal kurucu kuvveti yeni Osmanlıcılık hikayesi de Mısır, Libya, Tunus gibi ülkelere örnek olacaktı. O da bitti. İslamcı-Osmanlı bakiyesi de tüketildi. Yeni Osmanlıcılık cihatçı bir seferberlik riskine götürdü ülkemizi. Bu hikayede Suriye’de ABD ve Rusya arasında sıkışınca kime dayanacağını şaşırdı, bitti. Ülke içinde ve dışında AKP’nin vaat ve söylemleri tükendi. Üstüne üstlük gezi olayları sırasında halkın gücünü gören Neoliberalizm çıkmaza girdi. Sonuç olarak iktidar çıkmazda. Referandumda oylanacak anayasa değişikliği bütün dayanaklarını ve iddiasını kaybetmiş bir iktidarın son hamlesidir. Hayır diyenleri terörle özdeşleştiren bir çaba içerisinde. Bütün yetkileri tek kişiye vererek bu durumdan kurtulmak istiyor.

Arkadaşlar ! şu an hem moral olarak hem de ideolojik olarak bir üstünlüğümüz var. Bu umudu diri tutmaya Hayır’ı çoğaltmaya ihtiyaç var. Görünen o ki, AKP toplumu korkutup kutuplaşmayı derinleştirip, kini nefreti körüklüyor. ‘Hayır’cıların politik temsilcilerin çok olması çeşitlilik olması ‘ ‘Hayır’ları çoğaltmamıza engel değil. Ayrı ideolojik görüşlerimiz olsa da cepheleşmeden ,birbirimizle rekabet etmeden, ötekileştirmeden ,ikna edici, uzlaştırıcı, birleştirici, bir dil kullanarak çoğalabiliriz. Neden hayır diyoruz? Ülkemizin geleceği, cumhuriyet ve demokrasinin yaşaması için, memleket için Hayır! diyoruz diyerek bitirdi konuşmasını Önder İşleyen.

CHP Milletvekili Musa Çam’da kısaca şunları söyledi : 12 eylül sonrası Neoliberalizmin ülkemize biçtiği rol bölgede ılımlı bir İslam devleti oluşturmaktı. ABD’nin Ortadoğu’da İsrail’den sonra ikinci bir karakola ihtiyacı vardı AKP ile adım adım bunu oluşturdu. Bugünlere vardık.. Mart teskeresi hariç, 155 yıllık iktidarları döneminde AKP tüm yasaları meclisten geçirdi. 2019’a kadar da geçirecek. Bu denli güçlüyken ne oldu da anayasa referandumu gündeme geldi diye sorabiliriz. AKP’ye bunlar yetmedi. Gözünü rejime dikti. Sayın Erdoğan ile FETÖ tek yumurta ikizi gibiydiler. Dikkat edin istenen her şeyi vermişlerdi. Birlikte gülen, ağlayan, jest ve mimikleri bile benzeşen bu iki insan menzile farklı yollardan giderken liderlik savaşı yaşadılar ve ayrıldılar. AKP bugüne kadar gördüğümüz sağ partilerden farklı bir sağ parti. Hem neoliberal, hem mezhepçi hem özelleştirmeci ,hem muhafazakar faşist bir parti. Bugünlerde 2005’lerde sözü edilen tranvay durağına gelindi. 600 yıllık Osmanlı’da 90 yıllık reklam arası denilen demokratik parlamenter sistem ve cumhuriyet için yarınlarımız için hayır diyeceğiz, demeliyiz diyerek bitirdi sözlerini sevgili Musa Çam. Pazar günü Ödemiş’te dostlar arasında sıcak bir gün yaşadık.

Üç saatlik bir söyleşinin bir bölümünü aktarmaya çalıştım sizlere. Ödemiş’te demokrasi güçleri birlikteler, kol kola sokak sokak ev ev anayasayı anlatıyorlar. Gönül ilçemizde de 2023 gezi eylemleri sırasındaki bir ruhun yakalanmasını istiyor, ama olmuyor, eksik çok. Nisan bahardır, bahar güzeldir, yaşamdır. 17 nisan sabahı ülkemiz bahara kesecek, barışa, kardeşliğe, dostluğa koşacak, yolumuz bahara çıkacaktır. Dileğimiz bu.

Hoşçakalın, dostça kalın.